“Küloduyla beraber dizlerine kadar sıyırdım, ellerini çamaşır makinesine tutundurarak domalttım. Yarağım hazırdı, hemen amına koydum. Biraz amdan sikip baldızı boşaltınca, amından çıkarıp kalçalarına soktum, hızlı bir şekilde becerdim ve kıçına boşaldım. ‘Enişte, yeniden de dediğini yapıp, amcığımı kalçamı siktin ya!’ dedi. Baldız eşofmanını külodunu çekti. Baldızı öpüp, ‘Hadi sen yemek masasına git, yaptım kabul etti.’ Kaynım eltim ve oğlumla arabaya binip gittik. Kaynım teli ettiği için kocam da gittiğimiz mobilya mağazasına hemen damladı. Yüzüme bakamıyordu, mırıl mırıl bir şeyler söyleyip özür diliyordu. Tamam, söyledim bunların sırası değil. Mağazada beğendiğim bir takımın yatağına oturdum, ayakta karşımda duran oğluma nasıl bu güzel değil mi diye sordum. Serkan yolda giderken akşamki telefon maceramızdan, bana gönderdiği resimlerden bahsettik. Baktım yine arada çükünü düzeltiyor, ‘Seninki azgın yine galiba?’ diyerek bir de ben avuçladım hafif. Beklemediği için bir irkildi, sonrasında güldü ve ‘Abi, diyorum sana o hep yanan?’ dedi.
