Cem, sevgilisi Pelin’le arabayı İstanbul’un dışındaki tenha bir sahil yoluna çekti. Gece yarısının serin rüzgârı camları aralayınca, Pelin’in parfümü arabanın içini doldurdu. Pelin’in büyüleyici tebessümü, dar kırmızı crop topu ve yırtık kotu Cem’in nabzını anında hızlandırdı. Arka koltuğa geçer geçmez, loş ay ışığı altında bira kutuları tokuşturdular. Pelin’in uzun tırnaklı parmakları Cem’in gömleğinin düğmelerine kaydı, yavaşça açtı. “Kimse bizi duymaz burada,” deyip kıkırdadı, sesi şehvetle titriyordu.Cem, Pelin’in boynuna eğildi; dudakları teninde gezindi, tuzlu deniz kokusuyla karışan vanilya başını döndürdü. Pelin’in elleri Cem’in saçlarına daldı, sertçe çekti.
on Kasım 10, 2025