Gözlerimi onun uzun kirpikli mavi gözlerinden, etli dudaklarından alamıyordum. Nefes alamıyordum. Nefes almak için dudaklarımı araladım. Tolga titrek bir sesle “Funda Abla” dedi, gözleri dudaklarımdaydı. Arzuyla ayrılmış, arzuyla titreyen ıslak dudaklarımda. Eğildi ve dudaklarımdan öptü. Birden sarıldık birbirimize, çılgınca dedi ve elini uzattı. Elinden tuttum ve dansa davet ettim. Ebru içkinin de etkisiyle her geçen dakika daha keyifli oluyor ve daha huzurlu hareket ediyordu.