Rus üvey kız kardeşim Nadia, Moskova’dan gelen o vahşi rüzgarla dolu, dar kırmızı lateks elbisesi ve balık ağ çoraplarıyla salona süzüldüğünde, odanın havası anında dondu – Nadia’nın dolgun dudakları ve mavi gözlerindeki o Rus ateşi, sikimi bir helikopter pervanesi gibi döndürmeye başladı. “Abi, bu gece Moskova gecelerini yaşayalım,” diye fısıldadı Nadia, aksanlı sesiyle koltuğa yayılıp bacaklarını ayırarak, lateksin tenine sürtünmesiyle inlemeleri bir Sibirya rüzgarı gibi esti. Nadia diz çöküp sikimi avuçladığında, eli bir pervane gibi dönüp emmeye başladı; dili spiraller çizerken, boğazı derinlere inip her yutkunmada sikimi titretti – zevk dalgaları omurgamı delip geçti, Nadia’nın sarı saçları yüzüme sürtünürken. Nadia’yı kanepeye yatırıp lateksini yırtarcasına sıyırdığımda, vajinasının ıslak sıcaklığı sikimi bir fırtına gibi yuttu; Nadia kalçalarını kıvırıp “Hızlı dön, abi, helikopter gibi uçur beni!” diye yalvardı, her itişimde bedenleri koltuğun kadifesine gömüldü.
